Drone’lar uzun süredir askeri alanlarda, profesyonel anlamda kullanılıyordu. Ancak gelişen teknolojiyle birlikte üretim maliyetleri düştü ve bu sayede drone’lar günlük hayatımıza girmeye başladı.
Son dönemde drone’lar, havadan fotoğraf ve video çekimi için hobi amaçlı olarak kullanılıyorlar. Bunun yanısıra drone’ların ticari amaçlı olarak kullanılmaları da gündemde. Birçok firma bu konuda çalışmalar yürütüyor ve drone’ların iş modellerine entegrasyonu ile ilgili testler gerçekleştiriyor. Özellikle Amazon’un Amazon Prime Air adındaki drone ile teslimat servisini hayata geçirmeye çalıştığı biliniyor.
Yakın gelecekte drone’lar taşımacılıktan sinemaya, fotoğrafçılıktan haberciliğe kadar birçok alanda yoğun olarak kullanılacaklar. Bununla birlikte drone’lar ticari amacın dışında çok daha mühim alanlarda da yer alacaklar. Biz de bu yazımızda drone’ların kullanıldığı/kullanılabileceği alanları ele aldık.
1. Felaket Bölgelerine İlaç Teslimatı
Deprem, sel ve tsunami gibi doğal afetlerde felaket bölgelerine en hızlı şekilde sağlık ekiplerinin ve tıbbi malzemenin ulaştırılması oldukça hayati bir durum. Ancak bu tür felaketlerde, yollar kullanılamaz hale geldiğinden felaket bölgesine yardımın ulaştırılması çok zor bir hal alıyor. İşte drone’lar, bu tarz felaketlerde tıbbi malzemeleri felaket bölgesine ulaştırarak ilk yardımın en hızlı şekilde yapılmasını sağlayabilir. Böylece yaralı kişilere en hızlı şekilde müdahele edilerek mümkün olan en az can kaybıyla felaketlerin atlatılması sağlanabilir.
Bu konuda Matternet adlı havacılık firması da ciddi çalışmalar yürütüyor. Firma, drone’lar aracılığıyla tıbbi malzemenin felaket bölgelerine ulaştırılmasını sağlayacak bir ağ geliştiriyor. Hatta bu ağ geçtiğimiz sene Papua Yeni Gine’de meydana gelen tüberküloz salgınında test edildi. Doktorlar, bu ağı kullanarak hasta örneklerini uzak mesafede bulunan laboratuarlara hızlı bir şekilde naklettiler.
Geçtiğimiz sene içerisinde lojistik firması DHL de, Kuzey Denizi’nde bulunan küçük bir Alman adası olan Juist’e test amaçlı olarak drone’lar vasıtasıyla ilaç taşımıştı.
2. Arama-Kurtarma Çalışmaları
Kaybolan birini arama-kurtarma çalışmaları sırasında drone’ların çok büyük yardımı dokunabilir. Geniş çaplı arama-kurtarma çalışmalarında helikopterler vasıtasıyla da arama yapılıyor. Ancak bu iş drone’larla çok daha verimli bir şekilde yapılabilir. Çünkü arama-kurtarma çalışmalarına katılan helikopter sayısından çok daha fazla drone, arama çalışmalarında kullanılarak daha hızlı bir şekilde çalışmaların sürmesi sağlanabilir. Ayrıca drone’lar ufak boyutları sayesinde orman gibi alanlarda da rahatlıkla arama yapabilirler.
Bununla birlikte herhangi bir doğal afet sonrasında yaralı ve kayıp kişilerin yerini tespit etmek için de drone’lar kullanılabilir; ki bu daha önce yapıldı. 2010 yılında meydana gelen Haiti Depremi’nde ABD hükümeti tıbbi malzemeyi ulaştırmak, hayatta kalanları bulmak ve askeri birliklerini olası tehlikelere karşı koruyabilmek için drone’ları kullanmıştı.
Texas merkezli arama-kurtarma organizasyonu EquuSearch da, arama-kurtarma çalışmalarında drone’ları kullanıyor. EquuSearch’ün kullandığı kızılötesi donanıma sahip drone’lar kaybolan kişiyi vücut sıcaklığı sayesinde bulabiliyorlar.
3. İlk Yardım
Özellikle ülkemizde, herhangi yaralanma, kalp krizi vb. durumlarda ambulansların olay yerine ulaşmasının genelde uzun sürdüğünü biliyoruz. Nüfusun yoğun olduğu bölgelerde bunun en büyük sebebi ulaşım sıkıntısı. İşte bu noktada devreye sizlere daha önce de bahsettiğimiz ambulans drone’lar giriyor. Yakın bir gelecekte, ilk müdahelenin kısa sürede yapılmasının hayati önem taşıdığı ağır yaralanmalar ve kalp krizi gibi durumlarda ambulans drone’lar olay yerine kısa sürede ulaşarak gerekli tıbbi malzemeyi olay yerine ulaştıracak.
Daha önce yer verdiğimiz ambulans drone haberinde Hollanda’daki Delft Teknoloji Üniversitesi’nde okuyan Alec Momont adlı kişinin bu tarz bir sistem üzerinde çalıştığını belirtmiştik. Momont’un tasarladığı sistem daha çok kalp krizi ve ani kalp durması gibi durumlar düşünülerek geliştirilmiş. Alec Momont, bu sistem sayesinde kalbi duran kişiye ilk müdahalenin bir dakika içerisinde yapılabileceğini öngörüyor. Tabi bu iş için özel olarak tasarlanmış drone’lar kullanılıyor. Özel tasarım bu drone’lar saatte yaklaşık 100 km hıza çıkabiliyor.
Argo Design adlı firma da ambulans drone olayını bir üst seviyeye taşıyarak yaralıyı hastaneye taşıyabilecek bir ambulans drone projesi meydana getirmiş. Firmanın tasarladığı ambulans drone, trafiğin yoğun olduğu şehirlerde olay yerine daha kolay ulaşım için tasarlanmış. Ambulans drone, ambulansın ulaşmasının zor olduğu yerlere rahatlıkla ulaşabileceği ve helikopterin iniş yapamayacağı yerlere iniş yapabileceği için mevcut durumda en iyi çözüm olarak görünüyor.
4. Yaban Hayatını Koruma
Dünya’daki doğal dengenin korunabilmesi için bütün canlı türlerinin yaşamını sürdürmesi oldukça hayati bir öneme sahip. Zira besin zincirindeki canlı türlerinden herhangi birinin yok olması bile son derece kötü sonuçlara yol açabilir. Bu da akla ilk olarak nesli tükenmekte olan hayvanları getiriyor. Birçok tür, yasadışı avlanma ve açlık gibi sorunlar yüzünden yok olmanın eşiğine gelmiş durumda. Drone’lar vasıtasıyla nesli tükenmekte olan türler kolaylıkla takip edilebilir ve korunabilir. Hatta bunun örnekleri de mevcut.
Bir süre önce bir grup Endonezyalı bilim adamı, nesli tehlike altında olan bir maymun türünü drone’lar aracılığıyla takibe aldı. Böylece onların çevreden gelebilecek olan herhangi bir tehdit altında olup olmadıklarını ve besin maddelerine erişip erişmediklerini sürekli olarak kontrol edebiliyorlar. Bu uygulamanın bir benzeri ise geçtiğimiz yıl Kenya’da başlatıldı. Gergedanların yaşadığı yaklaşık 36.000 hektarlık korunma altına alınmış arazinin drone’lar aracılığıyla denetlenebilmesi için San Francisco merkezli teknoloji firması Airwave işle işbirliği yapıldı. Üzerinde yüksek çözünürlüklü çekim yapabilen kameralar bulunduran drone’lar yasadışı avlanma gibi herhangi bir istenmeyen duruma karşı bölgeyi izliyorlar.
5. Kıyı Bölgelerini ve Resifleri Haritalandırma
Dünya’daki ekosistemin korunması açısından denizler ve okyanuslardaki yaşamın sağlıklı bir şekilde sürmesi büyük önem taşıyor. Denizlerin ve okyanusların durumunun sürekli olarak takip edilebilmesi de drone’lar sayesinde oldukça kolaylaşıyor.
Jordan Mitchell tarafından kıyı bölgelerinin ve resiflerin haritalandırılabilmesi için özel olarak tasarlanan Henri adındaki drone su geçirmiyor ve suya iniş yapabiliyor. Yaklaşık 2 kg. ağırlığında olan Henri, üzerinde yüksek çözünürlüklü bir GoPro kamera ve GPS destekli otomatik pilot çipi barındırıyor.
6. Suçla Mücadele
Dünyanın çeşitli yerlerindeki birçok polis teşkilatı suçla mücadelede drone’ları kullanmaya başladı. Olay yeri incelemede kullanılan drone’lar olası ipuçlarını ve tehditleri araştırmada polislere büyük kolaylık sağlıyor. Ancak drone’ların geniş çapta kullanımı çok masraflı bir iş olduğundan ABD’deki çoğu küçük polis departmanı fotoğraf ve video çekebilen düşük fiyatlı drone’lar kullanıyorlar. Tabi drone’ları kullanmak için öncelikle Federal Havacılık Dairesi’nden izin alıyorlar.
Drone’ların polis teşkilatları tarafından kullanımı suçla mücadelede büyük bir avantaj sağlasa da, birçok kişi özel hayatın gizliliği konusunda endişe duyuyor. Henüz drone’lar çok yaygın hale gelmemesine rağmen, şu anda bile drone’ların özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği konusunda yakınanlar mevcut. Drone’ların kullanımı yaygınlaştığında ise, bu konu birçok kişi tarafından çok daha yüksek sesle konuşulacaktır.
Görsel Kaynak: actioncamerarumors.com