Aile her şeydir diyorsanız Hızlı ve Öfkeli sersinin devam niteliğindeki Hızlı ve Öfkeli 7 izleyici karşısına geçti bile. Dahası bu defa gayet ince bir intikam hikâyesi etrafında oluşuyor bu bölüm. Geçen filmin kötü adamının abisi, Dom ve ailesinin peşinden gidiyor.
Bu kötü adamı yakalayıp kemiklerini toz duman edebilmek için Dom ve ekibi dünyadaki her kamerayı hackleyebilen bir cihazı bulmak zorunda kalır. Bu noktadan sonra film, ekibin cihazın peşinde dünyanın dört köşesine gitmesiyle Görevimiz Tehlike’nin steroidli ve daha az zeka kırıntısına sahip bir versiyonuna dönüşüyor.
Bir gökdelenin tepesinden milyonlarca dolarlık bir arabayı çalması gereken Dom ve Brian’ın o kadar ultra gelişmiş teknoloji ile işi hallederken görevin son safhasının tamamen Dom’un kaslarına bağlı olması da devasa bir konu.
Neden olmasın dedirten bir filmi izlemediysen çok şey kaybediyorsunuz. Macera tutkunları aile sevdası yoğun olan bireyler mutlaka izlemeli.
Masaldan bazı özellikleri ayrılır Hızlı ve Öfkeli, gerçeğe az biraz yakın ama masal gibi olağanüstü olaylar yaşanır. Masal demişken vizyondaki yerini hala koruyan bir film daha geldi aklıma. Bir varmış bir yokmuş.
Bir varmış bir yokmuş izleyicisi bir aşk filmiyle karşı karşıya kaldığı kadar, aynı zamanda müziğin de başrole oturduğu bir yapım. Filmin akışıyla ile oldukça uyumlu olan soundtrack düzenlemesi Bubituzak müzik grubunun imzasıyla karşınızda.
‘Bilenin bildiği’ gruplardan olan Bu bituzak kulak pası silen melodilere imza atarken, Mert Fırat’ın sesinin de ne kadar eğitimli olduğunu yorumladığı Müslüm Gürses imzalı Nilüfer şarkısıyla bir kez daha öğrenmiş oluyoruz.
Uzun lafın kısası her birimizin ömründe bir defa içine düştüğü ilişki çıkmazlarından birini, hesaplaşma içtenliği ile karşımıza getiren film, gözümüzde çok büyüttüğümüz beraberliklerin karşılıklı masallar anlatmaktan ibaret olduğunu vurguluyor. Kurbağayı öpüp öpmemek de size kalmış.